“Kanser ve cezaevinde tedavisi imkansız olan hastalar üzerinde durulmalı. Zira ben, monoket-20 mg’ı burada da kullanıyorum, dışarıda da kullanırım. Elbette dışarıda kullanmayı tercih ederim, üstelik yürümeye gitmeyi de isterdim ama mevcut durumda yapılabileceklerin maksimumu da sınırlıdır.”

Bir böbreği alınmış, diğeri böbreği de rahatsız olan, kalp ameliyatlı bir mahpusun, 27 Temmuz 2012’de gönderdiği cevaplar:

Merhaba Zafer Bey,

İlginiz için teşekkürler. Aşağıda yazacaklarımın her türlü kullanım tasarrufu sizlere aittir. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

  1. Bize kendinizi anlatır mısınız?

(Kendinizi istediğiniz gibi tanıtabilirsiniz, isterseniz yaşınızı, işinizi, cezaevine girmeden önce nerede, nasıl yaşadığınızı, ailenizi, neleri sevdiğinizi, umutlarınızı, hayallerinizi yazabilirsiniz.)

1969 Tunceli doğumluyum. 1991 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 4. sınıfta öğrenci iken yakalanıp 6 ay Bayrampaşa cezaevinde kalıp tahliye oldum. 1993 yılı Nisan ayında tekrar gözaltına alındım. O günden beri sırasıyla Bayrampaşa, Sakarya, Bursa Özel Tip, Edirne F-tipi ve Bolu cezaevlerinde kaldım. Sinemayı severim, iyi bir seyirciyimdir. Her dönem bazı yönetmenlere takılırım. Son dönemlerde Inarruti ve Angelopulos’a takılıyorum. Masa tenisi oynamayı, Barcelona futbolunu seyretmeyi ve Marks okumayı seviyorum. Hayaller mi… Ukala birisi olduğumu belirtip bu konuda Tevrat’ın Vaiz bölümünün ilk on ayetiyle cevap vermek isterim.

  1. Ne zamandır cezaevindesiniz? Eğer ceza aldıysanız cezanız ne kadar, almadıysanız kaç yıl ceza ile yargılanıyorsunuz?

Cezam 30 yıldır. 2023’te tahliye oluyorum. 7 yıl sürdü yargılanmam.

  1. Rahatsızlığınız nedir? Bugünlerde kendinizi nasıl hissediyorsunuz, sağlığınız nasıl?

i- 1993 yılında Nefrektomi ile sağ böbreğim alındı. Sağ böbreğimde ise daha önce taş kırılmıştı, Hipertrofiktir.

ii- 2007 yılının Ocak ayında Kalpten By-pass ameliyatı geçirdim.

iii- 2000 yılından beri Majör Depresyon tedavisi altındayım. Üç defa atak durumu oldu.

  1. Hasta olduğunuzu ne zaman, nasıl öğrendiniz?

Hastalık durumlarımı tedavi öncesinde öğrendim.

  1. Cezaevinde revire çıkmakta, doktorla görüşmekte sıkıntınız oldu mu?

Hayır, cezaevinde revire çıkmakta bir sıkıntım olmadı.

  1. Hastaneye nasıl götürülüyorsunuz? Bu konuda bir sıkıntınız var mı? Örnek verebilir misiniz?

Hastaneye ring aracıyla götürülüyoruz.

  1. Hasta olduktan sonra cezaevi hayatı sizin için nasıl oldu? Örnek verebilir misiniz?

Cezaevi hayatı daha zor oldu. Depresyon atakları arttı.

  1. Cezaevinde olduğunuz için hastalığınızın teşhis ve tedavisinde herhangi bir aksama oldu mu? (Dışarıda olsaydım bunlar başka türlü olurdu diyeceğiniz konular var mı?)

Bir aksama olduğunu sanmıyorum. Ama cezaevinde olduğum için bir seçim hakkım yoktu.

  1. Doktor, hemşire gibi sağlık çalışanlarından, diğer görevlilerden olumsuz bir tavırla karşılaştınız mı?

Bazen doktorlardan ilgisizliğe tanık oldum ama bunun onların zorluklarının bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Zira çok bıkkın bir halleri vardı.

  1. Hasta haklarını biliyor musunuz? Haklarınızı kullanabiliyor musunuz?

Doğrusu hasta haklarına dair metinler okumuştum, zaten gittiğim hastanelerde tabela halinde görülecek biçimde panolara asılıydılar. Ama üzerine düşünüp etüt etme durumum olmadı.

  1. Hastalığınız konusunda size nasıl bilgi veriliyor? Bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi anlatır mısınız?

Revire çıkarız, dosyalarımızdan, istediğimiz bilgiyi bize gösterirler. Ama prosedür ‘soran birinden sormak’ biçiminde işliyor. Memur, ilgili memura soruyor, o doktora sonra aynı güzergahtan bize ulaşıyor bilgi.

  1. Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin her yerindeki, durumu ciddi olan hastaların İstanbul Metris Cezaevi’nde yeni kurulan “hastane cezaevi”ne nakletmeyi ve burada tedavi edilmelerini düşünüyor. Bu konuda siz ne dersiniz? Hastane cezaevinde tedavi olmak ister misiniz? Neden?

Hayır “Hastane-cezaevine” gitmek istemem. Zira mevcut durumda hem tedavim için gerekenler yapılıyor hem de sosyal olarak uygun bir ortamdayım. Bu “hastane cezaevi” projesi de sanırım pragmatik saiklerle düşünülen fazla düşünülmemiş bir proje. İklim, aile durumu ve tedavi dışında paylaşılan ortam açısından pek sağlıklı görünmüyor. Kaldıki tıbbi olarak hastanede tedavinin zorunlu seçenek olma durumu gözden kaçırılıyor.

  1. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16.maddesi ‘Hapis Cezasının İnfazının Hastalık Nedeni ile Ertelenmesi’ başlığını taşır. Bu maddenin 2. fıkrası ve Hapis Cezasının Ertelenmesi Hakkında Genelge’ye göre; “Diğer hastalıklarda(kanser hastaları gibi) cezanın infazına, resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı,mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.” Bu düzenlemeden yaralanabilmek için bir geri bırakma kararı gerekmektedir. Bu karar, Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir. Anılan düzenlemeden açıkça anlaşıldığı üzere, geri bırakma kararına ilişkin olarak sorumluluk Adli Tıp Kurumundadır. Kurumun raporu sonucu, hükümlünün infazının ertelenmesine veya ertelenmemesine karar verilecektir.

 Bu yasa maddesinden haberiniz var mıydı? Bu konuda bir başvuruda bulundunuz mu, bulunduysanız sonuç ne oldu?

Bu yasa maddesinden haberim var. Bu konuda bir başvurum oldu. Ancak mevcut Sağlık Sorunlarımın maddeyi işletmek için yeterli olduğunu düşünmüyorum.

  1. Sizce hasta mahpuslar için neler yapılabilir? Devlet ve hapishane idareleri neler yapabilir? Sivil toplum kuruluşları ne yapmalı?

Bu soruya nasıl cevap vereceğimi gerçekten bilemiyorum. Zaman zaman hastaneye giderken oradaki insanların durumuna bakıyorum. Yani dışarıdaki bir çok insandan tedavi imkanlarına ulaşmak bakımından öyle çok da kötü durumda olduğumuzu düşünmüyorum. Belki lüks olacak ama biraz nezaket biraz dikkat önerebilirim.

  1. Bunların dışında söylemek istediğiniz şeyler varsa lütfen yazın.

Bir konu varki oldukça ciddi görüyorum. Elbette ciddi hastalıklarım var. Ancak bu konuda ilgili müktesebat ve uygulamalar da yeterince açık. Bence hem tedavi imkanları açısından hem 16/2.nin işletilmesi bakımından dar bir fokuslama gerektiren çalışmalar olmalı. Kanser ve cezaevinde tedavisi imkansız olan hastalar üzerinde durulmalı. Zira ben, monoket-20 mg’ı burada da kullanıyorum, dışarıda da kullanırım. Elbette dışarıda kullanmayı tercih ederim, üstelik yürümeye gitmeyi de isterdim ama mevcut durumda yapılabileceklerin maksimumu da sınırlıdır. Bu konuda ne yapılabileceğini bilmiyorum. Sadece bir fikirdi.

Paylaş