Siyasi nedenlerle 20 yıllık hapis cezasına çarptırılan ve Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan tüberküloz hastası Ulaş Deniz’in abisi Turgay Deniz, kardeşinin durumunun ağır olduğuna işaret ederek, “Tabutuna değil kendisine sarılmak istiyoruz” dedi.

Türkiye cezaevlerinde hasta tutsakların durumu her geçen gün ağırlaşırken, hiçbir hukuksal dayanağı olmayan vicdan ilkelerini yerle bir eden bu tablo derinleşiyor. Cezaevlerinde 282’si ağır 648 hasta tutsak tedavi edilmeyi yada serbest bırakılmayı beklerken, iktidar ise hasta tutsakların tabutlarını cezaevlerinden çıkarmaya yönelik ısrarını sürdürüyor.

2010 yılında Sultanbeyli’de gözaltına alınarak tutuklanan hasta tutsak Ulaş Deniz’in tedavisinin yapılaması yerine cezaevinde kaldığı süre içerisinde sürgünlere maruz bırakıldı. Siyasi nedenlerle 20 yıl ceza alan ve tutuklandığı ilk 8 gün Metris T Tipi kapalı cezaevinde kaldıktan sonra Deniz, Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’ne, oradan da hastalığı nedeniyle Metris T Tipi’ne, son olarak Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevine sürgün edildi. 2005 yılında dışarıdayken tüberküloz hastalığına yakalanan ve tedavi ile iyileşen Deniz’in, cezaevinde koşullarında hastalığı yeniden nüksetti. 2014’te durumunun ağırlaşması üzerine Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi sevk edilen Deniz, burada kabul edilmeyince 2014 Aralık ayında Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevki gerçekleştirildi ve burada da yaklaşık olarak 3 ay tedavi altında tutuldu.

Deniz’in görüşüne giden Abi Turgay Deniz, kardeşinin durumunun kötü olduğuna işaret ederek, “Bir deri bir kemik kalmış. Böyle giderse şahadet haberini alırız” dedi.

‘Şahadetinden korkuyoruz’

Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi edildikten sonra kardeşinin durumunu iyiye gittiğini söyleyen abi Deniz, “Ankara’da yatması ona iyi gelmişti. Kendisini biraz toparlamıştı. Tekrar geri getirildikten sonra yaklaşık bir yıldır ben görüşüne gitmemiştim yeni gittim. Görünce şok oldum. Sadece bir kemik yığını kalmıştı. Zayıflamış. Zayıflamaktan kamburlaşmış. Eğer tedavisi yapılmazsa ve bu şekilde devam ederse kardeşim şahadete ulaşır diye düşünüyorum” şeklinde konuşarak kaygılarını dile getirdi.

‘Branşı olmayan hastanelere götürülüyor’

Kardeşinin kendisine ‘Kontrollere gidip geliyorum’ dediğini aktaran ağabey Deniz, “Kontrollere gidip geliyor ama kontrollere götürmek ile bu hastalık geçmez. Tedavi edilmesi gerekiyor ne yazık ki tedavi görmüyor. Hastalığı tedavi ile iyileşen bir hastalıktır. Bu nedenle diyoruz ki tedavi edilirse iyileşir. Cezaevine koyarak, kesinlikle bu hastalık geçmez. F Tipi’nde bırakın verem hastalığını normal bir hasta bile iyileşmez. Bu daha da ilerleyecek ve başka hastalıklara da sebep olacak. Akciğerin tükenmesi, iflas etmesi bunu daha çok kötü yerlere götürür. Akciğer kanserine de götürebilir” dedi. Kardeşi Deniz’in tedavi süresi boyunca Ankara’daki hastaneye götürülmesi gerektiğini aktaran Deniz, “Ankara’ya götürmüyorlar. Ankara’ya götürmeleri gerekirken onu daha yakın branşı olmayan bir hastaneye götürüyorlar. Örneğim Kocaeli hastanesini götürüyorlar ama orada branş yok” diye ifade etti.

‘Hasta tutsaklar serbest bırakılsın’

“Bir insanın iki defa aynı hastalığa yakalanması onun ölümü demektir” diyen Deniz, kardeşinin gerekirse 9 ay Ankara’daki hastanede kalmasını ve tedavisinin yapılmasını ve mümkünse dışarıda tedavi görmesini istedi. Hasta tutsakların her geçen gün ölüme terk edildiklerinin altını çizen Deniz, “Hasta tutsakların hepsinin derhal bırakılmasını istiyorum. Çünkü ortada işledikleri bir suç yok. İçerde öleceklerine dışarıda iyileşsinler” dedi. Deniz “Hasta tutsakların tabutlarına değil kendilerine sarılmak istiyoruz” diyerek bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

DİHA 24.05.2016

Paylaş