Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, cezaevinde tedavisinin sürdürülmesi mümkün görülmeyen hükümlü Hasan Kaçar’ın cezasının ertelenmesi isteği bir kez daha geri çevrildi. Anayasa Mahkemesi kararı ile, hastalığı gerekçesiyle bir süre önce tahliye edilen Fatih Hilmioğlu için verilen karar, Hasan Kaçar için örnek oluşturmadı.
Cezaevine 18 yaşında giren Hasan Kaçar şimdi 30 yaşında. Aradan geçen 12 yıl sağlığını da alıp götürdü. Eklem hastalığı nedeniyle kaburgaları eğilen ve iç organlarına baskı yapan Kaçar artık yürüyemiyor, boynunu dahi döndürmekte zorlanıyor. Yaşadığı sorunlar nedeniyle hastaneye yatan Hasan Kaçar’a yapılan tetkikler sırasında Chron adı verilen hastalığın da vücuda yayıldığı görüldü. Metris R Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Kaçar, durumu ağırlaşınca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Ameliyat olması gereken Kaçar, cezaevi şartlarında enfeksiyon sonucu durumunun ağırlaşacağı gerekçesiyle ameliyat olmayı kabul etmedi.
Avukatları, hasta hükümlülerle ilgili düzenlemeden yararlanması için harekete geçti. Cezasının ertelenebilmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen Kaçar’a, 6 Ocak 2014 tarihinde hastalığının cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmadığı ve cezasının 6 ay süreyle ertelenmesi yönünde rapor verildi. Mahkeme raporda “tek başına yaşamını idame ettiremeyeceği” ifadesinin yer almaması nedeniyle bir kez daha rapor istedi. İkinci raporda da yer almayan ifade nedeniyle Adli Tıp Kurumu’ndan üçüncü kez rapor istendi. Kurum bu kez raporda açık olarak, hastalığın ölüme sebebiyet verebileceğini, cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmayacağını ve tek başına yaşamını sürdürmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Kaçar’ın yasadan yararlanabilmesi için tahliyesinin “toplum güvenliği için tehdit oluşturup oluşturmadığının” belirlenmesi için emniyetten gelen yazıda da olumsuz bir ifade kullanılmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yazısında, Kaçar’ın cezaevinde bulunduğu dönemde, sağlık koşulları kötüleşmeden önce PKK tarafından gerçekleştirilen açlık grevine katıldığı bilgisi yer aldı.
Kaynak: Cumhuriyet / Murat İnceoğlu, 26 Şubat 2014
Savcılık Kaçar’ı öldürecek
Bakırköy İnfaz Savcılığı, ATK’nın 3 ayrı “Hasan Kaçar cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen, cezaevinde kalmasına hükmetti. Avukatlar, karara itiraz etti.

Etkin Haber Ajansı / 28 Şubat 2014 Cuma, 10:01
İSTANBUL- Bakırköy İnfaz Savcılığı, ağır hasta tutuklu Hasan Kaçar’ın cezaevinde kalması kararını aldı.
Adli Tıp Kurumu (ATK), 6 Ocak’ta Kaçar için verdiği raporda, cezaevinde kalamayacağını belirterek, 6 ay süreyle cezasının ertelenmesini istemişti.
Ancak, savcılık, raporda “Cezaevinde tek başına yaşayamaz” ibaresinin olmadığını gerekçe göstererek, ATK’dan yeniden rapor istedi.
RAPORLAR SAVCILIĞI İKNA ETMEDİ
ATK, 10 Ocak tarihli 2. raporunda da ilk raporun içeriğini tekrarladı. Ancak bu rapor da Bakırköy İnfaz Savcılığı’nı iknaya yetmedi.
ATK’nın 3. raporu ise 24 Şubat’ta savcılığa gönderildi. Avukatların ısrarı üzerine savcılığa giden raporda, Hasan Kaçar’ın cezaevinde kalmasının “hayati tehlike oluşturabileceği” ve “tek başına cezaevinde yaşamını devam ettiremeyeceği” belirtildi.
Ancak Bakırköy Savcılığı, ATK raporunu dikkate almadı, cezaevi idaresinin Kaçar’a her türlü tedavi olanağını sağlayacağını öne sürdü.
SAVCILIK POLİS RAPORUNU DA BEĞENMEDİ
Yasaya göre, hasta tutuklunun tahliye edilmesi için polisten de “Toplum için tehlikeli değildir” raporunun gelmesi gerekiyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, 31 Ocak’ta gönderdiği yazıda, Kaçar için “Topluma zararlıdır” değerlendirmesini yapmadı. Ancak, Kaçar’ın cezaevinde sağlığının iyi olduğu günlerde katıldığı açlık grevlerine ilişkin “istihbari bilgilerin” olduğunu belirtti.
Bakırköy İnfaz Savcılığı, polisin, Kaçar için “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı” yönünde açık bir görüş belirtmediği gerekçesiyle, ölüm sınırında bulunan Kaçar’ın cezasının ertelenmesi durumunda toplum için tehlike oluşturabileceğini öne sürdü.
AVUKATLAR KARARA İTİRAZ ETTİ
Avukat Gülizar Tuncer için, “Artık hukuk dışı, demek bile yetmiyor. Hasan Kaçar, açık bir biçimde öldürülmek isteniyor” dedi.
Avukat Tuncer, Bakırköy İnfaz Savcılığı’nın kararına karşı Van Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti.
KAÇAR’IN DURUMU ÇOK AĞIR
1984 doğumlu olan Hasan Kaçar ise, 10 yıldır cezaevinde. Kaçar, Van F Tipi Cezaevi’nde tutulduğu sırada 2006 yılında rahatsızlandı. İki yıl boyunca bağırsak iltihabı tedavisi uygulandı. Ancak teşhis ve tedavinin yanlış olduğu ortaya çıktı.
Kaçar, ankilozan spandilit hastası. Kronik, ağrılı bir hastalık olan ankilozan spandilit, kalça ve omuz başta olmak üzere eklem ve çevre yapılarında ortaya çıkıyor. Hastalığın ilerleyen aşamasında omurga kemikleri birbirine kaynıyor ve sırt kamburlaşıyor. Bu nedenle hastalık, bağırsak, böbrek, kalp ve akciğerler gibi yumuşak dokulara da zarar veriyor.
Kaçar’ın tedavi için kullandığı ilaçların, kan kanseri yapma riski de bulunuyor. Hasta tutuklunun karaciğer ve safra kesesinde kist oluşmuş durumda.
Sürekli ağrı çekiyor ve bu durumunu, “Ayak baş parmağından enseye doğru her yerim ağrıyor” şeklinde tanımlıyor.
Bağışıklık sistemi de tamamen çökmüş olan Kaçar, ağrıları nedeniyle çok yavaş hareket ediyor.
Kaynak: etha, 28 şubat 2014
Ölüme gönderiliyorlar
Hasan Kaçar cezaevine girdiğinde henüz 18 yaşındaydı, yargılandı, müebbet hapis cezası aldı. Cezaevine girmesinin ardından hastalıklarla tanıştı. Şimdi tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda. Ancak Adli Tp Kurumu tarafından verilen raporun eksik yazılması nedeniyle cezaevinden çıkamıyor. Hakkâri’de bisiklet ile gezerken polislerin kullandığı beyaz renkli Reanult Toros çarpıp yerde sürüklediğinde henüz 16 yaşındaydı. O zamanlar HADEP’e gidip geliyordu, polisler bir defasında ise “Sen hele bir 18 yaşını geç, o zaman görüşürüz” demişlerdi. Öyle de oldu, 18 yaşını doldurmasından kısa bir süre sonra polis lojmanlarının yakınında patlayan bir ses bombası nedeniyle evi basılarak gözaltına alındı ve tutuklandı. Cezaevinde kısa sürede “Ankilozan Spondilit” olarak adlandırılan eklem hastalığı başgösterdi.Vücudu giderek harap olmaya başladı. Bu kez hasta hükümlülerin tedavisinin takibinin yapıldığı Metris R Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Doktorlar acil ameliyat olması gerektiğini söyledi. Ancak cezaevi, ameliyat sonrası bakımının yapılamayacağından kabul etmedi. Kaçar’ın kardeşi Asiye Kaçar, “Organları tahrip oldu, hareket edemez halde. Görüşte, elimi uzattım ama eli artık kalkmıyormuş” diyerek anlatıyor. Avukatlarının cezasının ertelenmesi amacıyla yaptığı başvuru sonucu Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen Kaçar’a “cezasının infazının 6 ay süreyle ertelenmesi uygundur” raporu verilir. Ancak mahkeme yasadan yararlanabilmesi için hayatını tek başına sürdürüp sürdüremeyeceğini de sorar. Yeni rapor mahkemeye ulaşır ancak raporda yine tek başına yaşamını sürdürüp sürdüremeyeceği belirtilmemiştir. Mahkeme kuruma üçüncü kez yazı yazmak zorunda kalır. Bu arada Asiye Kaçar’ın, ağabeyinden habersiz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e cezasının affedilmesi için başvuruda bulunması nedeniyle de yeni bir süreç başlar. Başını dahi çeviremeyen Hasan Kaçar’ın hastaneye sevk yazısının üzerinde “DİKKAT KAÇAR/ KAÇIRILIR” yazıyor. Asiye Kaçar yaşadıklarını “Bu oyunda tükendik. Canımız içerde yanıyorken, acılar içinde kıvranıyorken, ölümü bekliyorken izleyelim mi?” sözleri ile anlatıyor.
Diğer hasta tutuklular
Adli Tıp Kurumu’nun cezasının ertelenmesi ve tahliye edilmesi yönünde görüş bildirdiği ancak ailesinin PKK’nin sıkça eylem yaptığı bir mahallede oturması nedeniyle cezaevinden çıkamayan Salih Tuğrul için avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Avukatlar, Tuğrul’un yaşama hakkı nedeniyle tahliye edilmesini talep etti. 12 yıldır cezaevinde olan ve kalbinin sadece yüzde 30’u çalışan Abdullah Kalay, hakkında Kocaeli Üniversitesi’nin “cezaevinde kalamaz” yönündeki raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu 3. kez cezaevinde kalmasında da sakınca olmadığı yönünde rapor verdi.
www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/41993/Olume_gonderiliyorlar.html#
Bir cevap yazın