Açlık grevini sonlandıran tutukluların tedavilerinin mutlaka hastanede yapılması gerektiğini söyleyen TTB Merkez Konsey Üyesi Mübeccel İlhan, tedavi sürecinde bağımsız heyetlerin bulunmasının her iki taraf için de kolaylaştırıcı olacağını söyledi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte 26 Mayıs tarihinde açlık grevleri sonlanmıştı. Eylemcilerin tedavisine ilişkin Türk Tabipleri Birliği tarafından algoritma yayınlanmıştı. Ancak geçen süre zarfında birçok kentte bu algoritmaya uyulmadığı, ihlaller yaşandığı yönünde bilgiler gelmeye başlandı.  Tedavi sürecinin önemine dikkat çeken Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Mübeccel İlhan, İzmir genelinde yaklaşık 200’ün üzerinde açlık grevinde olan tutuklu olduğunu ve yaşam hakkını savunan bir meslek örgütü olarak süreci takip ettiklerini ifade etti.  

‘TEDAVİ ALGORİTMA ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLMELİ’ 

Yaşam hakkının kutsallığı ilkesine uyarak aynı zamanda meslektaşlarını da savunan bir tavırla hareket ettiklerini ifade eden İlhan, olumsuzluk yaşanmaması, hekimlerin yoğunluğunu ve yorgunluğunu azaltmaya yönelik bir algoritma hazırladıklarını hatırlatarak, “Uzun süren açlıklardan sonra illaki elektrolitlerin bakılması ve genel muayenenin yapılması gerekir. Sürenin çok uzun olması nedeniyle, yeniden beslenmeye dönüş sürecinin başlangıçlarda hastanelerde yapılmasının önemli olduğunu önemle vurguladık. Bu süreçte karşılaşılabilecek olumsuzluklara hem hasta sağlığı hem yönetimler açısından dikkat çekmiştik” dedi.    ‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER UYULMALI’ 

Açlık grevlerinin sonlanmasından sonraki süreçte hekimliğin evrensel ilkeleri ve uluslararası bildirgeler Malta ve Tokyo bildirgelerinin yanı sıra İstanbul sözleşmesi, doğrultusunda bir yolun izlenmesi gerektiğine işaret eden İlhan,“Tüm hekim arkadaşlarımızdan ve yöneticilerden de beklentimiz bu sözleşmeler doğrultusunda hareket etmelidir. Süreçte izlediğimiz kadarıyla cezaevinden sevklerin yapılamaması gibi bir tutum sergileniyor. Burada hekim arkadaşlarımızı bilgilendirme ve duyarlı davranmaya, malpratis açısından dikkat çekme davranışlarımız oldu. Bu konuda neredeyse hepsine ulaştığımızı düşüyorum. Bu algoritmalar ve tutum belgeleri cezaevlerine, savcılıklara, Adalet Bakanı ve Sağlık Bakanlığı aracılığıyla gitmesi gereken her yere gitmiştir” ifadesinde bulundu. 

 ‘İDARENİN TUTUMU SEVKLERİN YAPILMAMASI YÖNÜNDE’

 Önceki dönemlerde yaşanan açlık grevi süreçlerinde B1 Vitamini kullanım konusunda çok sıkıntılar olduğunu belirten İlhan, kişilerin bu durumdan ne kadar etkilendiğini görmenin mümkün olduğunu söyledi. İlhan, Türkiye’de ilk defa bu kadar uzun ve çok sayıda kişinin açlık grevlerine girdiğini vurguladı. Algoritmanın işletilebilmesi için öncelikle hastaneye sevklerin gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan İlhan, cezaevi idaresinin tutumunun ise hastaların bulundukları ortamda tedavi edilmesi yönünde olduğunu belirterek, “Sevkin yapılış biçiminden ringlerle taşıma biçimi, kelepçe ile muayene edilme, hastaneye gidiş dönüşlerinde pek çoğunda iki veya üç saatlik süreler olduğunu görüyoruz. Bir serumun verilmesi bile uzun saatler gerektirirken bu kadar kısa sürmesi sağlıklı değil” dedi.

  ‘AYAKÜSTÜ TEDAVİ OLUMSUZLUKLARA NEDEN OLUR’

 Uzun sürenli grevde kalanlarda bir takım hasarların kalmasının mümkün olduğunu söyleyen İlhan, ancak böyle ayak üstü yapılan tedavilerin bu olumsuzlukların artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Tüm bu noktalarda hekimlerin bağımsız düşünme ve uygulamada bulunmalarının önemli olduğunu belirterek, “Hastanelere sevklerde çoğu kısa sürede geri dönüşler yaşıyor, kalanlarında cezaevi koşullarında tutulduğunu görüyoruz. Burada doktor bulunmuyor bilindiği kadarıyla dolayısıyla gözlemden uzak kalıyorlar bu sıkıntılar doğurabilir. Biz bütün işlemlerin sevkten, beslenemeye, serum verilmesinden, orada tutulmasına kadar hepsinin protokoller ışığında yapılmasından yanayız“ diye belirtti.     ‘SÜRECİN ŞEFFAF OLMASI GÜVEN AÇISINDAN ÖNEMLİ’

 Açlık grevcilerinin takibi açısından bağımsız heyetlerin önemli olduğunu belirten İlhan sözlerini şöyle tamamladı: “Açlık grevlerinin sürecini takibi açısından, hem de içinde bulunduğumuz bırakılma sürecinde bağımsız heyetlerin takibinin doğru olduğunu savunduk ve bakanlığa talebimizi iletmiştik. Bize bu konuda bir ihtiyaçları olmadığı belirtildi. Sürecin bağımsız heyetler tarafından izlenmesi karşılıklı her iki tarafında iletişimi kolaylaştırır. Bu süreçte de yapabilirdik. Bu hem hastalar hem de kuşkulara ve tereddütler daha kolaylaştırıcı bir yol olacaktı. Bu tür süreçlerde her şeyi tam yapmış olsak da kanama ve verilen tedaviler sonucunda ödemler ortaya çıkabiliyor. Elektrolitlerde bozulmalar oraya çıkabiliyor bunu izah edebiliriz. Fakat bağımsız bir ekip olamadığı için hastalar tarafından güven zedelenmesi yaşamış aile ve avukatlar tarafından, tedaviler yanlış mı yapılıyor gibi sorular bize sıkça geliyor. Bu anlamda sürecin açıklamacı olması önemlidir.”  

Mezopotamya Ajansı 30.05.2019

Paylaş