Hasta tutukluların dosyalarına “kaçabilir” ve yargılandığı örgütün isimleri yazılarak milliyetçi doktorların kötü muamelesine maruz bırakılıyor. ATO üyesi Dr. Onur Karahancı, “damgalama” olarak gördüğü uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu hatırlattı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, cezaevlerinde 402’si ağır bin 154 hasta tutuklu bulunurken son 17 yılda 3 bin 500’e yakın hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Cezaevlerinin sağlığa elverişsiz koşulları, tecrit, hücre tipi ring aracıyla hastaneye götürülme ve kelepçeli tedavi dayatması nedeniyle, tutukluların sağlık sorunlarını arttırıyor. Bunların yanı sıra hasta tutukların dosyalarına “Dikkat! kaçabilir-kaçırılabilir” ve yargılandığı örgüt isimlerinin yazılarak milliyetçi doktorlara hedef gösteriliyor. Bu uygulama milliyetçi olan hekim ve sağlık personellerinin tutukluya kötü muamelede bulunma ve tedavi etmemesine neden oluyor.
ÖRGÜT İSMİ OKUNUNCA DOKTOR KELEPÇEMİ ÇIKARMAMI REDDETTİ
İHD Ankara Şubesi’nin “İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Ocak- Eylül 2017 Hak İhlali Raporu”nda, Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nden hasta kadın tutukluların gönderdiği mektuba yer verilerek, “Örgüt ismimi okuyan doktor kelepçelerimi çıkarmamı reddetti” deniliyor. Raporlarda benzeri birçok başvuru ve şikayet yer alıyor.
‘BEN MİLLİYETÇİYİM SENİ MASADA BIRAKABİLİRİM’ 
İHD Ankara Şubesi Hasta Mahpuslar Raporu’nda ise, Kayseri Bünyan Cezaevi’nde M.Y. adlı hasta tutuklu gönderdiği mektubunda benzer bir olaydan bahsediyor. M.Y., götürüldüğü Bünyan Devlet Hastanesi doktorunun kendisine, “Ben senin göğüs kafesini bir ameliyatla düzeltebilirim ama yapmıyorum. Çünkü ben ülkücüyüm, seni ameliyata alırsam milli duygularıma yenik düşerim, seni masada bırakabilirim, onun için yapmıyorum” dediğini aktardı. M.Y. benzer muameleler yüzünden defalarca doktorları protesto ettiğini belirterek tedavisinin yapılmadığı bilgisi paylaşıyor.
ULUSLARARASI SÖZLEŞME VE BİLDİRGELERE AYKIRILIK
Hastalar arasında ayrımcılık yaratan bu uygulama hekimlik etik değerlerine, uluslararası bildirge ve sözleşmelerine, insan haklarına ve evrensel hukuk ölçülerine aykırı bir durum teşkil ediyor. Bu konuda Dünya Tabipler Birliği’nin Hapishane Koşulları Bildirgesi’nde, “Hekim ve mahkûm arasındaki ilişkideki etik kuralların, hekim ve herhangi bir hasta arasındakinden hiçbir farkı yoktur”, Hasta Hakları Bildirgesi’nde ise, “Her insan ayrım yapılmaksızın tıbbi bakım görme hakkına sahiptir” deniliyor. Birliğin Tokyo Bildirgesi’nde de: “Her hekimin temel görevi izlediği kişilerin sıkıntılarını azaltmaktır; kişisel, toplumsal ya da politik hiçbir güdü, bu yüce amaçtan daha üstün sayılmayacaktır” diye anlatılıyor. Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesinin Ceza İnfazındaki Tavsiye Kararları’nda, şu uyarılar yapılıyor: “Tutuklu kişinin sağlığına ilişkin klinik kararlar ve diğer değerlendirmeler sadece tıbbi kriterlerde icra edilmelidir. Sağlık bakım personeli yetenekleri ve meslek ehliyetleri dahilinde tam bağımsız bir şekilde çalışmalıdır.”
‘HEKİMİN KENDİSİ TEPKİ GÖSTERMELİ’
Ankara Tabip Odası (ATO) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr. Onur Karahancı, hasta tutukluların sağlık dosyalarına söz konusu ibarelerin yazılmasının ve hekimlerin buna göre tutum almasının insan hakları, hasta hakları ve mevcut yasalara aykırı olduğunu hatırlattı.
Karahancı, “Biz bu uygulamaya ‘damgalanma’ diyoruz. Hasta ile hekim arasına girecek, güven ilişkisini bozacak her türlü uygulama damgalama oluşturur.  Hastanın adı, soyadı ve hastalığı dışında hiç bir bilgi hekime verilemez, hekim de bunu istememeli. Hastaların dosyalarına bahsedilen ibarelerin yazılmasına hekimin kendisinin tepki göstermesi gerekir” dedi.
‘KALDIKLARI HASTA KOĞUŞLARINDA BİLE BU İBARELER VAR’
Tabip odaları olarak cezaevlerini ziyaret ederek bu konuda uyarılarda bulunduklarını ifade eden Karahancı, “Hastanın cezasını, neden tutuklu olduğunu, kaçabilir ibarelerinin yazılı olmaması gerektiğini özellikle vurguladık. Onlarda buna dikkat edeceklerini söylediler. Hatta kaldıkları hasta koğuşlarının giriş kapısında da herkesin görebileceği şekilde yazıyor bu ifadeler” bilgisini verdi.
‘CİDDİ ŞİKAYETLER VAR, BU KONUDA SORUŞTURMALAR YÜRÜTÜYORUZ’
Konuya dair son zamanlarda ciddi bir duyarsızlığın oluştuğunu belirten Karahancı, “Hekimlerle ilgili en çok şikayet ne yazık ki cezaevlerinden geliyor. Hekimlerin etik davranmadığı, ayrımcılık yaptığı, gerekli ilgiyi göstermediği belirtiliyor. Biz bu konuda soruşturmalar açıyoruz. Eğer sabit görülürse disiplin cezaları uyguluyoruz. Bu konuda da çok ciddi soruşturmalar var. Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir ve bölge illerinden ciddi şikayetler geliyor” diye belirtti.
Paylaş