Kürdistan’daki özel savaş konseptiyle paralel olarak cezaevlerinde siyasi tutsaklara dönük baskı ve işkence uygulamaları da giderek artarken, daha önce de çift kelepçe işkencesinin gündeme geldiği Kırıklar Cezaevi’ndeki tutsaklar, gönderdikleri faksla cezaevindeki işkence ve baskı uygulamalarını aktardı. Tutsaklar, hastane sevki sırasında çift kelepçe uygulamasını kabul etmedikleri için hastane içerisinde darp edildiklerini, 4 tutsağın jandarma komutanı tarafından saldırıya uğradığını ve can güvenliklerinin olmadığını belirterek duyarlılık çağrısı yaptı.
AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın devreye koyduğu özel savaş konseptiyle birlikte cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik baskılar gün geçtikçe artarken, son olarak İzmir’de hak ihlallerinin pilot bölgesi haline gelen Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde kalan Süleyman Erol ve Turgut Koyuncu isimli tutsakların DİHA’ya ulaştırdıkları faks, işkencenin boyutlarını gösteriyor. Tutsaklardan 2 Nolu F Tipi’nde kalan Turgut Koyuncu gönderdiği faksta, 18 Eylül günü tedavi amaçlı Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne götürülen 4 tutsağın jandarma bölük komutanı tarafından fiziki saldırıya uğradığını ifade ederek, darp edilen 4 tutsağın yaralandığını belirtti.
‘Planlı bir şekilde saldırıya uğruyoruz’
İki ayı aşkın bir süredir insan onurunu hiçe sayan çift kelepçe uygulamasının devreye konulduğunu belirten Koyuncu, bunun siyasi tutsakların iradesini kırmaya yönelik keyfi ve intikamcı bir uygulama olduğunu söyledi. Koyuncu faksında, “Onur ve haysiyeti için yaşayan ve bunun için bedel ödeyen biz siyasi tutsaklar, bize dayatılan böylesi insanlık dışı uygulamayı kabul etmiyoruz. Böylesi gayri insani bir uygulamayı kabul etmediğimiz için en doğal ve yasalarla güvence altına alınmış tedavi hakkımız engelleniyor. Dahası planlı bir şekilde askerlerin saldırısına uğruyor, işkence ediliyoruz” dedi.
‘Siyasi tutsakların can güvenliği kalmadı’
Çift kelepçe uygulamasını kabul etmeyen tutsaklar Hasan Deliktaş, Müslüm Sarıtaş, Ahmet Özgen ve kendisinin bölük komutanının emirleri doğrultusunda darp edildiğini belirten Koyuncu, olayın ardından kendisinin ve Hasan Deliktaş adlı tutsağın işkenceyi belgeleyen darp raporu aldıklarını söyledi. Cezaevinde siyasi tutsakların can güvenliğinin kalmadığını da vurgulayan Koyuncu, “Askerlerin, bölük komutanı nezaretinde yaptığı bu saldırı aynı zamanda ciddi bir provokasyondur. Bu şartlar altında arkadaşlarımızın en tabi hakkı olan tedavileri engellendiği gibi, onur ve haysiyetimiz yanında fiziki bütünlüğümüze de saldırılıyor. Can güvenliğimiz ortadan kalkmış durumda. Doğacak bütün olumsuzluklardan bölük komutanı ve emrindeki askerler, bu uygulamaya seyirci kalan hastane yönetimi ve buna çözüm bulmayan cezaevi idaresi, Adalet Bakanlığı sorumlu olacaktır” diye kaydetti. Koyuncu, uygulamalar karşısında kamuoyuna da duyarlılık çağrısı yaptı.
Adli tutsak tehdidi
Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, B-64 hücresinde kalan siyasi tutsak Süleyman Erol ise kısa bir süre önce yan tarafındaki B-66 Nolu hücreye konulan hırsızlık, uyuşturucu ve cinsel istismar hükümlüsü bir adli mahkumun, kendisini sürekli tehdit ettiğini, kendisinden sürekli para ve eşya istediğini, bu durumu defalarca idareye yazılı ve sözlü olarak bildirmesine rağmen herhangi bir çözüm üretilmediğini belirtti. Erol, gönderdiği faksta “Bana bir zarar geldiğinde olacaklardan bu şahıs ve idare sorumlu olacaktır” vurgusu yaparak duyarlılık çağrısı yaptı.
DİHA 09.10.2015
Bir cevap yazın