Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin verdiği rapora göre, gözlerinde yüzde 100 görme kaybı olduğu ve hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtilen hasta tutsak Aydın Nas’ın tahliyesi, ATK’de kendisini “Bana bak görebiliyor musun? İyi bak görürsün” diye muayene eden doktorun hazırladığı raporla engellendi.
Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan ve cezaevinde tutulduğu 2 yıllık süre boyunca ilerleyen göz hastalığı nedeniyle yüzde yüz görme kaybı yaşayan hasta tutsak Aydın Nas’a Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği rapor, kurumun hasta tutsaklara yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdi. Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 Haziran’da, gözlerinde yüzde yüz görme kaybı olduğu ve hayatını tek başına idame ettirmeyeceği yönünde hazırlanan rapor sonrasında ATK’ye sevk edilen Nas’a hastane raporu görmezden gelinerek hayatını tek başına devam ettirebileceğine dönük rapor hazırlanarak tahliyesi engellendi.

Halk arasında “tavuk karası” olarak bilinen tıp literatüründe de “Retinis Pigmentoza” olarak adlandırılan hastalıkla 2 yıldır mücadele eden Nas’ın sağlık durumu cezaevinde kaldığı süreçte tedavisinin de engellenmesi ile giderek ağırlaştı. Hastane raporlarında yüzde yüz görmediği belirtilen Nas’ın, ATK’de yapılan muayenesi ise tıp açısından ibretlik. ATK’de bir doktor tarafından muayene edilen Nas, hastane raporu görmezden gelinmesi yetmiyormuş gibi bir de doktor tarafından adeta tiye alındı. Nas, doktorla arasında geçen ve avukatına aktardığı diyalogu ise şu şekilde anlattı : “Muayene sırasında bir doktor gözlerime baktı ve bana ‘doğru söyle görüyor musun?’ diye sordu. Ben de sadece sizin orda olduğunuzu hissediyorum. Bir şey görmüyorum dedim. O da bana ‘İyi bak iyi bak nasıl görmezsin’ dedi.”

‘Devlet, insanca yaşama hakkını zehirliyor’

Nas’ın avukatı Fikret Özeler, müvekkilinin hastane raporlarında hastalığının sabit olmasına rağmen ATK’de yüzeysel bir muayeneye tabi tutulduğunu söyledi. Müvekkili hakkında cezaevinde hayatını tek başına idame ettirebileceği yönünde verilen kararın siyasi bir karar olduğunu belirten Özeler, Ceza İnfaz Kanunu’nun 105 /A maddesi gereğince yaşamını yalnız idame ettiremeyenler için koşullu tahliyeye 3 yıl kala serbest bırakılmasının şart olduğunu ve ATK’nin hasta tutsakların yaşamı önüne set çektiğini söyledi. Özeler, “Tüm hasta tutsaklar için durum aynı. Bu siyasi kararlar birçok tutsağı tecrit altında bırakmaktadır” dedi.

‘Devlet adilce, özgürce, insanca yaşama haklarını zehirliyor’

Tahliyesi ATK tarafından engellenen hasta tutsak Nas, görmediği için avukatına iletilmek üzere arkadaşlarına yazdırdığı mektupta ise şu ifadelere yer veriyor: “Cezaevinde kendi başıma en küçük insani ihtiyacımı bile karşılayamaz durumdayım. Arkadaşlarım bana bir annenin bebeğine baktığı gibi bakıyor. Devleti, insan ve yaşam hakkı üstünde tutan bu tutum, toplumların adilce, özgürce, insanca yaşama haklarını zehirlemekten başka hiçbir işe yaramamıştır”
‘Yemek yiyemiyor, tırnaklarını kesemiyor…’
Hasta tutsak Nas’ın ağabeyi Turgut Nas ise kardeşinin sağlık durumunun kötü olduğunu ve serbest bırakılmasını istedi. Kardeşinin cezaevinde kendi yaşamını idame ettiremediğini söyleyen Nas, “Kendisiyle görüşüyorum. Yemek yiyemiyor. Tırnaklarını kesemiyor. Her şey için arkadaşlarından yardım alıyor. Bir hasta yakını olarak bir çağrıda bulunuyorum. Hasta tutsaklar serbest bıraksınlar. En azından son günlerini kendi ailelerinin yanında geçirsinler” diye konuştu.

Paylaş