Ağır hasta mahpus Celal Şeker’in durumu kritik.

“Tek başına yaşayamaz” ve yüzde 96 oranında engelli raporu bulunmasına rağmen Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır diyaliz hastası Celal Şeker’in Muş’ta yaşayan annesi İffet Şeker, oğlunun daha önce birkaç kez enfeksiyon kapması üzerine doktorun “Bir daha enfeksiyon kaparsa ölebilir” dediğini ve cezaevi koşullarında enfeksiyon riskinin büyük olduğuna dikkat çekti.

“Örgüt üyesi olduğu” gerekçesiyle hakkında açılan davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve yüzde 96 oranında tek başına yaşayamaz raporu olmasına rağmen tutuklanıp Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne konulan ağır diyaliz hastası Celal Şeker’in (30), kötü cezaevi koşullarında yaşam mücadelesi veriyor. 12 yıldır ağır diyaliz hastası olan Şeker, evinde günde 4 defa (6 saatte bir) Periton diyalizi, iki günde bir de hastanede Hemodiyaliz tedavisi görüyordu. Diyalizin yanı sıra, kalp kapakçığı yetmezliği, damar yollarında tıkanmalar, göbek fıtığı, yüksek tansiyon ve akciğerinde kitle bulunan Şeker’in bir gözü görme yetisini kaybederken, diğer gözü de yavaş yavaş görme yetisini kaybediyor.

18 Temmuz 2014 tarihinde Şeker için Muş Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Muş Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu, verdiği raporunda, Şeker için “Hasta başkasının yardım ve desteği olmadan hayatını idame ettiremez” ifadesinde bulunurken, vücut fonksiyonlarındaki engel oranını ise yüzde 96 olarak belirleniyor. Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu’nun verdiği raporda da, Şeker’in sağ gözünde görme bozukluğu bulunduğu belirtilerek, engellilik durumunun yüzde 92 olduğuna yer verdi. Tüm bu raporlara rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu da, Şeker için “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.

Hayatı hastalıklarla mücadele ile geçti

Yaklaşık 4 aydır cezaevinde bulunan oğlunun serbest bırakılmasını isteyen anne İffet Şeker, cezaevi koşullarının hem tedavisi hem de yaşamını devam ettirebilmesi için elverişli olmadığını aktardı. Oğlunun 15 yıla yakın bir zamandır hastalıklarla mücadele ettiğini ifade eden Şeker, “Sürekli hastane hastane dolaşıyorduk. Gece gündüz hastalığı ile mücadele ediyordu. Özellikle son 12 yıldır Diyaliz hastalığı onu çok zorluyordu. Hayatı ev ile hastane arasındaki tedaviler ile geçiyordu” dedi. Cezaevlerindeki yaşam ve tedavi şartlarının ağırlığına vurgu yapan Şeker, koşulların oğlunu ölüme götürebileceğine dikkat çekti.

‘Oğlum kötü cezaevi koşullarında yaşayamaz’

Oğlunun cezaevindeki zor yaşam koşulları altında daha fazla dayanamayacağını söyleyen Şeker, “Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi tedavisi görmesi gerekiyor ama cezaevinde bu pek mümkün değil. Tedavi olduğu ve yaşadığı yer her zaman steril olmalı. Enfeksiyon ihtimaline karşı her yer tertemiz olmalı. Tedavisi için dışarıda olması gerekiyor. Yemeklerini yiyemiyor. Rahat hareket edemiyor. Eğer böyle devam ederse vücudu daha fazla bunu kaldırmaz. Hastane yüzde 96 engelli ve tek başına yaşayamaz raporu verdi ama İstanbul Adli Tıp Kurumu ise cezaevinde kalabilir dedi. Ne yapacağımıza şaşırdık” diyerek, cezaevi koşullarına dikkat çekti.

‘Hasta tutsaklar serbest bırakılsın’

Daha önce oğlunun birkaç kez enfeksiyon kaptığını belirten Şeker, doktorun kendilerine “Bir daha enfeksiyon kaparsa ölebilir” dediğini ve cezaevlerindeki kötü şartların kendilerini ürperttiğini ifade etti. Evde periton diyalizi yaptırdığı zaman hiç kimsenin oğlunun odasına girmediğini söyleyen Şeker, oğlunun şimdi 3 kişilik koğuşta kaldığını ve bu durumun onun sağlığını kötü etkilediğini vurguladı. Şeker bütün hasta tutsaklar ile beraber oğlunun da bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.

DİHA 09.07.2015

 

Paylaş