“dafalarca cumhuriyet başsavcılığın aracılığıyla Adlitıp a başvurdum. Ancak adli tip talebimi red etti ve Adli tıpa götürülmedim. Ancak cezaevi idaresi benim haberim olmadan söz konusu olan hastane heyetin bana verdiği olumsuz raporları adli tıpa göndermiş, ve benim adli tıpa gittiğini diye göstermiş ancak adli tıpa hiç gitmedim. Beni değil, raporlarımı göndermişler adli tıpa.”
29.04.2014
Merhaba
Sağlık sorunlarımla ilgili sormuş olduğunuz sorulara aşağıdaki şıklara göre cevaplıyorum.
1- Faysal Yacan 1982 Şırnak Beytüşşebap doğumluyum. Siyasetçi – Devrimciyim. Daha önceki DTP Genel Merkez kurucu üyesiyim.
2- 19.03.2007 tarihinde İzmir’de tutuklandım ve yaklaşık 7 yıldan fazladır cezaevindeyim. 25 yıl ceza aldım. Şu an hükümlüyüm.
3- Ciddi sağlık sorunları yaşıyorum. Bel fıtığı, boyun fıtığı, astım hastalığı, nefes darlığı, beyinde damar buruklaşması, mide gastriti ve mide şişikliği, mide ülseri, mide mikrob, kolon bağırsak hastalığı, bağırsak sendromu, intihabı bağırsak hastalığı, iç hemoroit bağırsak hastalığı nedeniyle bağırsak kanaması, prostat enfeksiyonu ve prostat hastalığı, variköz hastalığı, kansızlık, gırtlak faranjiti ve yüksek tansiyon hastalığı. Bu hastalıklar başlıca ağır ve kronikleşmiş hastalıklardır.
4- 2003 9 Temmuz tarihinde Van’da polislerce gözaltına alındım ve feci bir şekilde bana işkence yapıldıktan sonra, panzerin arkasına her iki elimi bağlayarak metrelerce yerde sürüklendim. Bu işkence sonucu Diyarbakır TİHV ve İstanbul TİHV’de tedavi gördüm. Ancak 2007 yılında cezaevine girmemle birlikte hastalıklarım ilerleyerek kötüleşti.
5- Cezaevi revirine çıkmaktan sıkıntı yaşıyorum. Doktorun her gün revirde olması gerekirken, haftada sadece 2 gün geliyor.
6- Hastaneye bazen acil olarak götürmeleri gerekince, haftalar sonra götürülüyoruz.
7- Cezaevinde olduğum için tecrit ve sağlıksız koşullardan ötürü ve yetersiz tedavi nedeniyle hastalığım daha da kötüleşerek ağırlaşıyor ve başka hastalıkların da çıkmasına – türemesine neden oluyor. Boyun fıtığı ve bağırsak ameliyatı olmam gerekiyor ancak ameliyat edilmiyorum. Mide ve bağırsak hastalıklarının tedavisini görmediğim için ciddi anlamda acılar çekiyorum ve kötüleşiyorum. Bu hastalıklarım nedeniyle diyet yemek almam gerekiyor ancak bana yasak olan ve yememem gereken yemekler sağlıksız bir şekilde diyet diye bana veriliyor. Dışarıda olsaydım bunlar olmazdı ve bu duruma gelmezdim.
8- Hastaneye götürürken çoğu zaman doktorların, hemşire ve sağlık personellerinin hastalığımla alay etme ve siyasi kimliğim nedeniyle ayrımcı yaklaşımlarla karşılaşıyorum. Bizim doktor seçme hakkımız olmadığı için, onların belirlediği doktora götürülüyoruz. Bu durum sağlığımız açısından ciddi bir güvensizlik yaratıyor.
9- Hastalığım konusunda tam açıklayıcı bilgi verilmiyor. Ve hastalığımın tam olarak ne olduğunu bilmiyorum çünkü açıklayıcı bilgilendirilmiyoruz. Ya da çoğu zaman bizzat bize değil, ilgili personelin aracılığıyla bilgilendiriliyoruz. Bu da sağlıklı bir bilgi olmuyor.
10- Metris R (Rehabilitasyon) cezaevi sağlığımızı iyileştirmek, tedavi etmek değil, daha da ruhsal ve psikolojik olarak sağlığımızı bozmak amacıyla açılmış. Ve cezaevinde tedavi olma yerine, dışarıda tedavi olmamız ivedilikle gerekiyor. Bu insani bir durumdur. O nedenle cezaevinde tedavi olmak istemiyorum. Çünkü cezaevinde tedavi diye bir şey yok.
11- 5275 sayılı ve 6. Madde ile ilgili yasaya infazımın ertelenmesi konusunda başvuru yaptım. Ancak reddedildi. Hastane heyetinin vermiş olduğu yetersiz ve hastalıklarımın tamamını ve gerçekliğini ifade etmeyen raporlardan dolayı defalarca cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla Adli Tıp’a başvurdum. Ancak Adli Tıp talebimi reddetti ve Adli Tıp’a götürülmedim. Ancak cezaevi idaresi benim haberim olmadan söz konusu olan hastane heyetinin bana verdiği olumsuz raporları Adli Tıp’a göndermiş ve benim Adli Tıp’a gittiğini diye göstermiş. Ancak Adli Tıp’a hiç gitmedim. Beni değil, raporlarımı göndermişler Adli Tıp’a.
12- İdare ve devlet hasta tutsaklar için bir şey yapmıyor. Yaptıkları tek şey bizi daha da ölüme götürüyor. Devletin yapması gereken tek şey, biz hasta tutsakları serbest bırakmasıdır. Sivil toplum kuruluşları da hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması için Başbakan Cumhurbaşkanı ile görüşüp ve bu konuda (biz hasta tutsakları serbest bırakma konusunda) zorlayıcı olmalılar. Ve vicdanı olan herkesin seferber olması gerekiyor.
Selam ve saygılarımı sunuyorum.
Faysal Yacan
1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi
Kırıklar Buca / İzmir
Mektubu bilgisayara aktaran gönüllümüz Ayşegül’e teşekkür ederiz.
Bir cevap yazın